Birincil Besleyiciler Nelerdir?

Kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, klor, magnezyum, sodyum ve demir birincil besleyicilerdir. Hayvanların sodyuma ihtiyaçları vardır ama, bitkilerin sodyuma ihtiyaç duyup duymadıkları bilinmemektedir. Demir ihtiyacı, birincil besleyicilerin çoğu ile ikincil besleyicilere duyulan ihtiyaçlar arasındaki bir miktardadır; bu yüzden de demir bazen, ikincil besleyiciler grubuna sokulmuştur.

Kalsiyum, hayvanların kemik ve dişlerini, bitkilerin de hücrelerini bir arada tutan yapıştırıcı ara maddesinin en büyük bölümünü oluşturur. Kalsiyumun ayrıca, kanın pıhtılaşmasında da önemli bir görevi vardır. Batıda süt ve sütten yapılmış besinler başlıca kalsiyum kaynağıdır. Tropikal bölgelerde ve Doğu’da küçük balıkların kemikleri, belirli bazı tahıllar, sebzeler ve deniz tuzları, iyi birer kalsiyum kaynağıdırlar.

Fosfor, tüm canlı hücrelerde bulunan birçok bileşimin yapısına girer: Nükleik asitler (hem DNA, hem de RNA); enerji taşıyan bir bileşim olan adenozin trifosfat (ATP); birçok koenzim ve hücre zarının yapısına giren fosfolipitler. Fosfor aynı zamanda, kemiğin önemli bir yapı öğesidir.

Bir birincil besleyici olan potasyum organik bileşimlerin yapısına girmez. Enzimleri harekete geçirici bir rolü olduğu sanılmaktadır.

Kükürt, üç aminoasitin (sistein, sistin ve metionin) bir bölümünü oluşturduğu gibi, birçok proteinin de yapısına girer. Aynı zamanda koenzim A’nın da temel yapı öğesidir.

Sodyum ve klor, hayvansal hücrelerde uygun bir geçişme dengesinin sürmesini sağlar ve sinir akımlarının iletilmesinde rol alırlar.

Magnezyum, bitkilerin klorofil molekülünün bir parçasıdır: Bu yüzden, fotosentez olayında temel bir rol oynar. Hayvan ve bitki hücrelerinde, enzimleri harekete geçirici bir element görevi yapar; kemiğin yapısına giren öğelerden biridir. Ayrıca, ribozomların önemli bir yapı öğesidir.

Demir, solunumda rol oynayan birçok enzimin, özellikle hemoglobin ve sitokromların bir bölümünü oluşturan hem molekülünün merkezinde yer alır. Demirin son zamanlarda, hem kapsamayan bir protein olan ve fotosentez olayını bir basamak ileriye götüren ferrodoksinin bir parçası olduğu bulunmuştur.

Yorum yapın